23 Ekim 2016 Pazar

BİR PAZAR SABAHI

Yorgunum bu aralar.Saatler çabuk geçiyor sanki. Zaman arkasına bakmadan alıp başını gidiyor. Geriye de hiçbir şey bırakmıyor. Bir pazar sabahı hiçbir şey başlamamış ve sanki tüm umutlar bitmiş gibi görünürken açtım sabaha gözlerimi. Hiçbir şey değişmemişti. Güneşin parıltısını engelleyen perde pencereyi tam örtmüş . İçeriye aydınlığın düşmesini engellemişti.Oda sessizdi. Yine bir sabah daha kalp ağrım eşlik etmişti bana.Tekrar kapadım gözlerimi . Sonsuza kadar açmamak için kapatılan göz kapaklarıydı bunlar. Olmadı olamadı. Yutkunurken her defasında Piraye geldi birden aklıma. Nazım'ın Piraye'si. Yıllarca süren bir aşkttan sonra bir hastane odasında perdelerini çeken ama ölene kadar da sandıkta saklanacak bir aşk ..Yıkıldı Piraye Münevver'i görünce. Ama kimbilir ne umutlarla gitti ora? Aklından neler geçirdi? Nazım ne düşündü peki? Yıkıldı mı? Bitmiş bir aşkın ve alevlenen yeni aşkının ardından ne düşündü ? Peki ya Mecnun Leyla için çöllere düşerken aklından neler geçirdi? Umutsuzluk,çaresizlik kapladıysa yüreğini ne yaptı? Dünya bu fani. İçinde nice aşklara kapı açtı nice aşıklara türküler söyletti. Aşk işte imkansıza duyulan sevgi. Kavuşamayınca aşk kavuşunca meşk olurmuş.

22 Ekim 2016 Cumartesi

Sarmaşık

Uçurum ve ben. Ölmek ister mi insan canı yanmasın diye . Kalbim sızlıyor. Umudumun kuşunu kaybettim bulamıyorum. Ağlamak istiyorum sonra gitmek . Uzaklaşsam buralardan çözülür mü bir şeyler? Duymuyorum ki kendimi. Yalan söylüyor. Dememesi gereken şeyleri aklıma getiriyor yapmasın. Tahir ile Zühre , Leyla ile Mecnun olmasın. Bu dünya kötü. Aşklarını alsınlar gitsinler. Gece hüzünlüdür dostum. Yıldızların aydınlatamadığı geceyi güneşe birakmayın. İnsanı yalnız bırakmayın.

17 Ekim 2016 Pazartesi

BAŞLIKSIZ

Neler geçti hayatımdan kimler eksildi ? Bilmiyorum saymadım hiç. Fark etmedim gittiklerini birden sıradanlaştıklarını. Her nefes alışımda biraz daha boğuluyorum bazen. İnsanlar boğuyor beni tutsaklar dibe çekiyor. Duyduklarım ,yaşadıklarım bitsin istiyorum. Yalnız en uzak yerde , kimsenin bilmediği sesinin yetişmediği yerde tek başına yaşamak istiyorum . Üzüntü olmasın ,göz yaşı olmasın hayatımda. Yoruldum ben kabuğumda kendi içimi çürütmekten. Hiçbir şey kalmamış gibi geliyor bazen. Bir kapı tıkırtısı ardından gelen çocuk gibi yüzümde anlamsız soğuk karanlık bir ifade var. Üşüyorum . O çocuk pencereye doğru ilerliyor elindeki gaz lambasının ışığı pencereye vuruyor. O pencereye ilerliyor. Pencereye vuran simasına yaklaşıyor kendini daha iyi görmek için. Yine aynı soğuk ifade. Odanın köşesine çömeliyor gaz lambası hala elinde. Birini bekliyor gelmeyen birisini. Yerdeki taşlara bakıyor . Sadece bakıyor. Hiçbir şey yok. Kendisi yok . Kaybolmuş boşlukta sanki. Yere bir damla düşüyor sonra bir damla daha. Tutamıyor içindeki acıyı nefreti tutamıyor çocuk. Ağlıyor sadece ağlıyor. İçi kendinden çıkana kadar ağlıyor. Kimse duymuyor sadece kendisi biliyor. Çocuk hiç susmadı insanlık da hiç durmadı zaten.