12 Eylül 2018 Çarşamba

SADECE SORULAR

Bir şehirden uzak kalmak istemek. İnsan nereye aittir? Sevdiği yahut sevildiği yere mi yoksa güzel anılar biriktirdiği yere mi aittir? Ruh bu durmuyor,kaçmak istiyor hep bir yere. Kaçtıkça neyi arıyor? Mutlu olduğu yeri mi? İnsanoğlu mutlu olduğu yere aittir, evet .Samanyolu Galaksisi'nin en masum dünyalılarıyız sanırım,kendi çapımızda.Ayın gölgesinde boşluğa dalıp gitmişiz.Pembe hayaller kurup istasyonlarda beklemişiz.Yeşilin her tonunda huzuru arayıp ,maviye aşık olduk.Renkleri karıştırıp beyazı suçsuz kıldık. Bir ağaç... Dallarında yemyeşil yapraklar.Gittikçe büyüyor yapraklar.Sanki gökyüzüne değecekler. Orada kuşlardan özgürlüğün hikayesini dinleyecekler sanırım. Çocukların ağaçların dallarından inmemelerinin sebebi belki de budur.Onlar bize söylemiyorlar ama... Ağaçların çocuklarla paylaştığı bir özgürlük hikayesi var.

11 Eylül 2018 Salı

KARANFİLLER

Yalnız kalınca büzüşürmüş karanfiller.Kırmızı karanfiller...Karanfiller her yerde olabilir.Bakarsın bir gün bir kitap sayfasının arasında hediye edilmiş ya da bir adam sevdiği kadına ''seni seviyorum'' diyememiş de karanfil almış. Bir çiçek ne kadar evrensel olabilirse o kadar büyük olmuş. Adı aşk olmuş.Ya da siz ne derseniz... Eylül mahallenin en güzel kızıydı.Simsiyah saçları beline kadar uzanırdı,gözleri yemyeşildi ve hep gülerdi o.Neşesi mahallenin dilindeydi.Bir bakan dönüp bir daha bakardı ona.Ama onda hep bir hüzün olurdu.Kimsenin bilmediği bir hüzün.Belki de bir beklediği vardı ya da bir derdi. Çok gülen insanlara iyi bakın ,herkesten sakladıkları bir dertleri vardır,köşelerde gizli kalmış gözyaşları, derlerdi. Hiç bilmedik o hüznün nedenini. Kim bilir belki de kimse Eylül'e kırmızı karanfil almamıştı...

8 Eylül 2018 Cumartesi

Güvenmesek de mi Saklasak?

Bir,iki,üç...Hayat garip dostum.Ya da zaman garip,bilemiyorum.Bilmem gereken bir şey varsa o da güvendir sanırım. Zaman nasıl bu kadar hızlı akıp geçiyorsa güvendiğim insanlar da o hızla kalbimi kırıp geçiyor. Kötü olmamak için çabalarken kaderin blöf yapması trajikomiktir sanırım. Güven ,tek kelime olsa da hayatını bak nasıl zapt ediyor anlatayım kardeşim;birisine güvenmezsen aşık olamazdın,küçük parmaklarınla tutunduğun masaya güvenmeseydin ayakta duramazdın,güvenmeseydin o emlakçıdan evi almazdın ya da güvenmeseydin bir şeylere bu ömre devam etmezdin. Hayatın merkezinde seni dik tutmaya çalışan bir şeyler işte... Korkuyorsun ama güvenin kırılınca.İnsanlardan korkuyorsuOysa insansın yenilirsin,yenilirsin,yenilirsin sonra bir daha ayağa kalkarsın.Mecbursun!

26 Ağustos 2018 Pazar

İNSAN NEDEN KAYIP?

İnsan kayboldu... Sonra unuttu kendini. Hep başkasını aradı. Cevapları yanlış çıktıkça uzaklaştı benliğinden.Kalpte atarmış oysa cevaplar.İnsanoğlu ne zaman karanlığa düştü böyle? An'da kalmamak ve hep istemek.İstediğinin ne olduğunu bilmeden.Kırıldı o zaman,üzüldü ve dış dünyadan çekti kendini. Yalnızlaşmamız sabırsızlığımızdandı oysa.Hemen, kelimesini buldu insan .Zamanla yıllanan, emekle tat alan duygular hemen kelimesiyle kendinden uzaklaştı, yabancılaştı.Ruhu yordu...

16 Ağustos 2018 Perşembe

ANLAŞILIR MI İNSAN?

Bilemezsin... Dünyaya geldiğin gibi gideceğini bilemezsin.Oysa ne çok kibirlidir insanoğlu .Sanki her şeyi o biliyormuş gibi.Sahip olmaK ister içindeki susuz kuyuyu doyurmak için. Her şeye ait olmak ister.Üzer,kızar,sevinir,haykırır... Basit bir problem,kısa bir yol tek çözümken gider o çöldeki yağmurda arar cevabını... Ne zorsa onu ister.Kardeşini annenden gizli bakkala yollarsın sonra arkasından bakarsın ki, geri gelecek mi korkusu... Çocukken her şey ne kadar büyüktü?Sadece büyüklerin yapabileceği şeyler vardı. Sonra büyüyünce fark ediyorsun ki asıl büyümekmiş çoğu şeyi yapamamak. Kaçmak mesela çocukken kaçmak... Ben küçükken aileme kızdığımda en fazla kapının önüne kaçabilirdim.Otururdum merdivende,çocukları izlerdim.Sonrada annem beni özlemiştir deyip geri dönerdim eve. Büyüyünce anladım ki gidebileceğin en uzak yer kendinmiş.İnsan kendinden kaçamazmış. Düşüncelerini rüzgar alıp götürsün diye camını açtığın araç seni ancak şehirlere ve ülkelere götürebilirmiş. Çığlıklarında götürmez bak seni senden. Düşüncelerin ve yaşadıkların ancak iyileştirirmiş insanoğlunu...

11 Mart 2017 Cumartesi

DAR VAKİT

Derin bir nefes aldı önce. Soğuğun tüm benliğine işlemesine izin verdi. Uzaklara daldı çok uzaklara. Bir şeyler düşünmeye zorladı kendini. Sonra olacak gibi değildi baktı ki. Hayatının hangi bir yerini düşünecekti. Her şey üst üste geliyordu zaten. Boş baktı. Daldı.. Daldı.. Yarım bırakıp da tamamlayamadığı ne çok şey vardı. Pişmanlıkları demirden parmaklık olmuş , sıkıştırıyordu sanki onu bir yerlere.. Yağmur çisilemeye devam ediyordu. Sokak lambasının vurduğu ışıktan izlemeye devam etti düşen damlaları. Yağan yağmurun bile bir sonu vardı da şu hayat dedikleri kader torbasının bir sonu gelmiyordu. Ömrün bitiyordu evet ama hayatın bulutlara uyacağı yoktu, bitmiyordu. Saatine baktı sonra. Buğulanmıştı. Camını silip görmeye çalıştı. Gece biri çoktan geçiyordu. Şu zaman dedikleri çocuk ne hergeleydi öyle. Kaçıyordu ve yakalayabilen yoktu. İçinde biriktirdiklerini ,söylemek isteyip de anlatamadıklarının ağırlığını , zamana bırakıp gitse mutlu olur muydu ? Hayal kırıklıklarını veresiye alan yer var mıydı acaba ? Sorular yerini yenilere bırakıyordu , bu belliydi. Ama gecenin bir vakti felsefe dinleyecek hali yoktu kendinden. En iyisi uyumaktı. Uyuyunca geçtiği filan yoktu da sadece düşünmüyordu işte bir şeyleri.Onun için hayatın özgürlük denemesiydi , rüyalar. O da ilk denemede tökezlediği için gerisini zamana bırakıp unutmaya çalıştı. O yüzden sadece uyumalıydı. Derin bir uyku..

15 Ocak 2017 Pazar

AŞK

ŞEMS TEBRİZİ Herşeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim diyebilmektir AŞK. Sen ol da; ister yar ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da. Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın. Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı? El alem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz. Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet Aşk..Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır. Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi? Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı. Ey aşk! Sen öyle bir kişisin ki, dünya tokları, senin vuslatının açlarıdır. Aşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır. Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de… Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.